EVLİLİK İÇERİSİNDE ANNE VEYA BABADAN GELEN PARA İLE ALINAN MAL HANGİ EŞE AİTTİR?
EVLİLİK İÇERİSİNDE ANNE VEYA BABADAN GELEN PARA İLE ALINAN MAL HANGİ EŞE AİTTİR?
“Karşılıksız kazanma”, eşin kendisine ait bir malvarlığı değerinde kayıp yaşamaksızın karşılık vermeden elde ettiği malvarlığı değeridir. Bu değer, evlilik öncesi veya sonrası edinilmiş olursa olsun, kişisel mallar arasında sayılacaktır.
Karşılıksız kazanmayla edinilen malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılmasının önemli sebebi bu tür kazanmalarda bir eşin diğer eşe maddi ya da manevi bir katkıda bulunmuş olmamasıdır.
Karşılıksız kazanma kavramına yönelik tanım, TMK’da ya da mal rejimleri içinde yapılmamıştır. Bunun yanı sıra malvarlığını “ivazsız” (bedelini ödemeksizin) kazanma; edinilen malvarlığı değerini maddi bir yükümlülüğe ve fedakârlığa girmeksizin, emek sarf etmeksizin kazanma anlamına gelecektir.
TMK’nın 220. maddesinin 1. bendinin 2. fıkrasında “… bir eşin sonradan…herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri” kişisel mal sayılmaktadır. Aslında, mirasla edinilen malvarlığı değerlerinden ayrıca bahsedilmemiş olsaydı, ilgili hükümde geçen “herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma” tabiri içinde değerlendirilmesi mümkün olabilirdi. Fakat kanun koyucunun miras yolu ile edinilen malvarlığı değerlerini hariç tutması nedeniyle burada geçen karşılıksız kazanma tabiri miras haricindeki yani sağlar arasındaki tasarruflardan edinilen karşılıksız kazanma anlamına gelecektir.
“Bağışlama”yla edinilen mallar, bir eşin sağlar arasındaki karşılıksız kazanmayla edineceği kişisel mallardan sayılacak malvarlığı değerlerine örnek verilebilir.
Bir eşin evlendikten sonra bedelini ödemeden ya da şahsen herhangi bir edimde bulunmadan kazandığı malvarlığı değerleri kişisel mal sayılacaktır.
Eşlerden birine yahut her ikisine yapılan karşılıksız kazandırma üçüncü bir kişi tarafından gerçekleştirilebileceği gibi, eşlerin birbirlerine bu tür kazandırmalar yapması da mümkündür. Üçüncü kişiler tarafından yapılan karşılıksız kazandırmalar üzerinde kural olarak eşlerin paylı mülkiyet hakları bulunmaktadır. Ancak burada üçüncü kişilerce, yerel adetler gereği düğün hediyesi kapsamında bağışlanan değerler TMK m. 220/1 kapsamında karşılıksız kazandırma olarak değerlendirilecektir.
Diğer taraftan, bir diğer önemli konu da “karma” özellik taşıyan, karşılığının kısmi olarak ödeme, kısmi olaraksa bağışlama yoluyla yapıldığı kazanımlar için nasıl bir kararın verilmesi gerektiğidir. Buna benzer hâllerde, bağışla edinilen malvarlığı değeri için verilen karşılığın, malvarlığı türlerinden hangisinden yapıldığının tespiti gereklidir. Şayet, karşılığı edinilmiş mallardan ödenmiş ise edinilmiş malların lehine olacak bir denkleştirmenin yapılması gerekir. Diğer taraftan, karşılığı kişisel mallardan ödenmiş ise mala ilişkin nitelikte farklılığa yol açmayacaktır. Bunun yanı sıra, “karma bağışlama” durumunda, bağışlanan değerin ne kadarlık bir kısmının bedeli ödenerek, ne kadarlık bir kısmımınsa bedeli ödenmeksizin edinildiğinin belirlenmesi gerekir. Bu durumda, bedeli ödenerek edinilen kısmın daha çok olması ve ödenmiş bedelin edinilmiş mallardan sağlanmış olması hâlinde, bağışlanan malın edinilmiş mallardan sayılması gerektiğini savunulmaktadır. Öğretideki diğer görüşe göre ise “Karma bağışlama” nın söz konusu olduğu hâllerde oranlama yapılmasını gerektiğini, karşılıksız kısmın fazla olması hâlinde kişisel mal sayılması ve edinilmiş mal lehine denkleştirme yapılması, karşılık verilen kısmın fazla olması hâlinde ise malın edinilmiş mal sayılarak kişisel mal lehine denkleştirme yapılması gerektiği bildirilmiştir.
Özetle; uygulamada sık karşılaştığımız bir durum olan anne ya da babanın, evladına bağış yahut karşılıksız kazanma yolu ile transfer etmiş olduğu para ile alınan ev, arsa yahut herhangi bir taşınır taşınmaz mal grubunun transfer edilen eşin kişisel malı sayılacağı noktasında Yargıtay yerleşik içtihatlarında da net bir tutum sergilenmektedir.
Yazar: Avukat Begüm Gülberk VAROL
